-
1 ثبت
Iثَبَّتَ1. saptamakAnlamı: bir şeyi belirgin kılmak2. kanıtlamak3. tanıtlamakAnlamı: ispatlamakIIثَبَت1. emniyetliAnlamı: inanılır, güvenilir2. güvenilirAnlamı: güven duygusu veren3. eminAnlamı: güvenilir, emniyetli4. kanıt5. mevsukAnlamı: doğruluğuna güvenilen, sağlam6. mertAnlamı: yiğit, sözüne güvenilir adam7. mutemetAnlamı: kendisine güvenilen kimse8. dayanak9. dürüstثَبْت1. sebatlıAnlamı: direşken2. sebatkârAnlamı: direşken3. azimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı4. durağanAnlamı: yerini değiştirmeyen5. kararlıAnlamı: kararında direnen -
2 ثبيت
ثَبِيت1. sebatlıAnlamı: direşken2. sebatkârAnlamı: direşken3. azimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı4. kararlıAnlamı: kararında direnen -
3 مصر
-
4 معتزم
-
5 مجزوم
مَجْزُومazimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı -
6 محتم
مُحَتَّم1. azimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı2. asliAnlamı: temel olarak alınan, esas olan3. gerek4. ehemmiyetliAnlamı: önemli, mühim5. gerekliAnlamı: yerinde olan, lüzumlu, vacip6. elzemAnlamı: çok gerekli7. lüzumluAnlamı: lâzim, gerekli, gerek8. zarurîAnlamı: gerekli, gerek olan9. mühimAnlamı: önemli10. önemliAnlamı: önemli olan, mühim11. yıkıkAnlamı: yıkıkmış olan -
7 محدد
Iمُحَدَّد1. azimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı2. limitetAnlamı: sınırlı olan3. kısıtlayıcıAnlamı: kısıtlayan, kısıt altına alan4. sivriAnlamı: ucu keskin ve batıcı olan5. sınırlıAnlamı: bir sınırla ayrılmış olan6. kısıtlıAnlamı: sınırlanmışIIمُحَدِّد1. belirleyiciAnlamı: belirli kılan, tayin eden2. limitetAnlamı: sınırlı olan3. sınırlayıcıAnlamı: sınır içinde bırakan4. tikelAnlamı: birkaç bireye ilişkin olan5. kısıtlayıcıAnlamı: sınırlayan, daraltan -
8 محسوم
-
9 مخصوم
مَخْصُومazimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı -
10 واجب
واجِب1. azimliAnlamı: kararında, tutumunda direnen, kararlı2. vacipAnlamı: yapılması gerekli olan3. asliAnlamı: temel olarak alınan, esas olan4. gerek5. ehemmiyetliAnlamı: önemli, mühim6. gerekliAnlamı: yerinde olan, lüzumlu, vacip7. lâzımAnlamı: gerekli, gerek8. lüzumluAnlamı: lâzim, gerekli, gerek9. elzemAnlamı: çok gerekli10. zarurîAnlamı: gerekli, gerek olan11. mühimAnlamı: önemli12. vecibeAnlamı: ödev13. önemliAnlamı: önemli olan, mühim14. ödev
См. также в других словарях:
kararlı — sf. 1) Kesin karar vermiş olan 2) Kararında direnen, kararını değiştirmeyen Eskiden çok kararlıyken şimdi gevşemiş gibi idi. M. Ş. Esendal 3) Düzenli, dengeli, ölçülü, istikrarlı Birleşik Sözler kararlı dalga kararlı denge … Çağatay Osmanlı Sözlük
azimli — sf. 1) Azmi olan 2) Kararında, tutumunda direnen, kararlı Simsiyah kısa bıyıkları, zeki parlak gözlerle aydınlanan azimli çehresini bütün bütün karartıyordu. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük